29 Aralık 2017 Cuma

Toni Erdmann

maren ade toni erdman cannes film festival academy award
Toni Erdmann, 2016

Yıllardır Cannes'a dair haberleri ilgiyle takip etmişimdir. Herhalde Maren Ade'nin Toni Erdmann'ı kadar yüksek dozda övgüyü alan bir başka film çok az olmuştur.

İşkolik, genç, karizmatik bir kadın ve onun muzip babası. Postmodern dünyanın oluşturduğu yapay ritüellerden sıkılan baba, Toni Erdmann. Köpeği öldükten sonra Bükreş'e kızının yanına giden baba, kızının hayatının her anına dahil olmaya başlar. Takma dişleri, peruğu, berbat takım elbisesiyle herkese farklı yalanlar söyler, her seferinde başka birini oynar.

Kızı ise kolay kolay duruşundan vazgeçmez, babasını da pek yanında istemese de onu da bir kenara atamaz. Hatta bazen babasının bu aptalca bulduğu hallerinden çıkarları için yararlanmaya çalışır.

Film bu anlattıkları ile bana bu kadar övgüyü neden aldığını ispatlayamadı. Bilindik konular, ağır bir işleyiş. Günümüz toplumuna, beyaz yakalılara eleştiriler var. Değerlerin kaybolmasına, herkesin makineleşmesine ve somurtkanlığına eleştiriler var. Ama bunlar bulunmaz Hint kumaşı değil. Ağır övgüleri görünce insanın beklentisi çok yüksek oluyor ve ne yazık ki Toni Erdmann o beklentiyi karşılamıyor.

Benim için beklentiyi karşılamamasının sebebi Maren Ade'ın 2003 yapımı Der Wald vor lauter Baumen filminde de benzer temaları görmüş olmam. O filmi çok sevmiştim çünkü sıfır beklentiye sahiptim. Yine istenmeyen bir karakter vardı o filmde, mutlu olmaya çalışıyordu, arkadaş edinmeye çalışıyordu vs. Teknik yönleri de Toni Erdmann ile aynıydı.

Uzun süresi ve filme bir şey katmayan bazı sahneleriyle Toni Erdmann hayal kırıklığı. Başarılı oyunculuklar ve Lars von Trier manyaklığına/rahatsız ediciliğine sahip çıplaklar partisi sahnesi ile kalıcı bir film. İzleyeni hayran da bırakabilir, göz de devirtebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Pencere

Haluk Bilginer ve Esra Bilgin Bezen Freud'un bastırılan ve birikmiş duyguların sonunda patlayacağı görüşüyle yola çıkan oyun; bast...