Meduzot, farklı kadınların hayatlarını “Tel Aviv’de yaşam”
başlığı altında toplayıp yer yer gerçekçi ve bazen de gerçeküstü bir anlatımla
sunuyor. Yönetmen koltuğunda bilindik yazar Etgar Keret ve Shira Geffen var.
-Düğün salonunda garsonluk yapan genç kız.
-Filipinler’den İsrail’e çalışmak için gelen, yaşlı ve
hastalara bakan çaresiz bir kadın.
-Yeni evlenen ve düğününde ayağını kıran, talihsiz genç
kadın.
Bu üç kadının hayatı üzerinden “post modern israil’de kadın”
tablosu çizmek istese de bunu tam anlamıyla başardığını söylemek zor çünkü
filmde derinlik namına pek bir şey yok. Farklı hayatlar üzerinden ortak payda
çıkarmak deyince hemen aklıma İnarritu’nun onu İnarritu yapan filmleri aklıma
geliyor. Tabi bunu, o tarafla kıyaslamak için söylemiyorum. Oradaki oyuncudan
tutun da sahip olunan imkanlara kadar arada büyük fark var. Lakin filmin
konusu, yönetmenin bedenine biraz büyük gelmiş.
Genç kız damı akan, duvarlarında böcek gezen köhne bir evde
yaşar fakat anne ve babası servet içinde yüzer. İlginç.
Genç kadın düğününde ayağını kırar ve Maldivler tatili iptal
olur. Şehrin vasat bir otelinde konaklarlar. Neden?
Filipinli kadın ise beğendiğim tek ana karakter oldu
filmdeki. Acısını, çaresizliğini hissettim. Özellikle dil problemini. Zaten
izlerken en beğendiğim nokta iletişimsizlik vurgusu oldu. Tiyatrocu kadın ile
annesi arasındaki iletişimsizlik. Filipinli kadının hem kimseyle anlaşamaması
hem de ülkesindeki çocuğuyla ankesörlü telefondan konuşurken hattın kesilmesi.
Denizden gelen kız çocuğunun konuşmaması. Bu açıdan oldukça hoşuma gitti.
Özetle Meduzot ortalama bir film. Süresinin kısalığı ile
izlenebilir belki fakat izleyecek kişinin büyük beklentileri olmamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder