24 Ocak 2017 Salı

Kedi ve Fare, Günter Grass

Nobel ödüllü Alman yazarın okuduğum ilk kitabı oldu Kedi ve Fare. En meşhur kitabı Teneke Trampet ile başlamak isterdim okumaya ama yoğun iş temposu ve üniversite zamanında olduğu gibi geniş zaman olmaması nedeniyle, kalın kitaplara uzanmaya korkuyorum artık.


Roman, Hitler dönemi gençliğini anlatıyor. Ana karakter Mahlke'nin çevresinde dolaşıyoruz kitabın büyük çoğunluğunda. Mahlke'nin kendine özgülüğü, Mahlke'nin istediği her şeyi başarıyla yapması, Mahlke'nin kocaman penisi vs vs. Sonsuz bir Mahlke güzellemesi. Ha unutmadan bir de Mahlke'nin fare benzetmesi yapılan ademelması. Kedi ve Fare metaforu ile toplum - birey arasındaki ilişki anlatılıyor diyorlar kitap için ama sanırım bu da özgün bir yorum değil, herkesin birbirinden etkilenmesi durumu. Zira bende öyle bir algı oluşturmadı.

Mahlke küçükken diğer çocuklara çok benzemeyen, benzemediği diğerleri tarafından da kabullenilen bir çocuktur fakat gün gelir, Hitler döneminin acımasızlığı onu da girdabın içinde çeker. En basitinden küçükken dindar bir çocuk olmayan Mahlke, askerden kaçıp anlatıcı arkadaşının yanına geldiğinde onun kiliseye gitme teklifine saniyesinde "evet" der. O artık hem bir asker, hem bir dindar olmuştur. Sonra üzerinden çok geçmeden yine gündelik hayatın içinde kendini bulur ve özüne dönmek ister fakat artık o bir askerdir ve öyle kolay değildir geri dönmek.

Konu itibariyle çok ilgimi çekmişti kitap. İzmir'de tatildeyken almıştık. Hemen okumak istemiştim o zaman fakat sırada bekleyen başka kitaplar vardı. Gün geldi okudum ve ilgimi çeken konu ne yazık ki beklediğim biçim ile birleşmemişti. Yani, konu güzel merak uyandırıcı ama okurken insanı kendine çekecek bir anlatım yok. Belki bundan her sayfada bolca Alman şehir, kasaba isimleri, askeri tabur isimleri, özel isimler olması da etkilidir. Akılda kalıcılığı olması için Umberto Eco kadar dikkatli bir okuyucu olmak gerekir. Sadece Mahlke'nin etrafında dönmesi ve bunun o kadar da derin bir tahlille verilmemesi de kitabı sıkıcı yapma hususunda etkendir belki.

Özetle kitap beni böyle mühim bir konuyu işlemesine rağmen çok etkilemedi. Sanırım Günter Grass'ın esas başyapıtı Teneke Trampet'i 40 yaşımdan evvel elime almayacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Pencere

Haluk Bilginer ve Esra Bilgin Bezen Freud'un bastırılan ve birikmiş duyguların sonunda patlayacağı görüşüyle yola çıkan oyun; bast...